23 Kasım 2004

En az üç diyorum ben...

En az üç kere seyredeceksiniz bunu.

Yaş, kuşak vs. itibariyle pek transformers kültürüm yok. Ama Citroen'den dönme bu muhtereme pek bir kanım kaynadı...

16 Kasım 2004

Sezon açıldı

İlk ciddi yağmurların yağması ve havanın hafiften dönemine yakışır davranmaya başlaması ile "turuncunun sarının bini bir para" sezonu açıldı.

Bayramın son günü itibariyle açılmasına karar verdiğim bu sezon yaklaşık bir iki hafta sürecek. Sezon boyunca kuru yapraklar içinde haşır huşur yürüme, rüzgarla dökülen yaprakların altında dolaşma, ağaç çatılı sokak kaldırımlarında ayakları bir sağa sola savurup yaprak denizinde eğlenme etkinlikleri yapılacak. O caanım yaprakların körolası çöpçüler tarafından hergün hiç acımadan ve hunharca süpürülüp yok edilmeleri ile de sezon sona erecek. Herkese iyi eğlenceler.

Duvarda sonbahar... Kaynak: www.annsacks.com/html/autumn_leaf_close.html
Kaynak: www.annsacks.com/html/autumn_leaf_close.html

Not: Yağmurun döktüğü ama bayramda çöpçü amcaların biraz ağırdan alıp henüz süpürmedikleri yapraklarıyla, bomboş ve huzurlu yollarıyla, az ötesinde kapkara bulutlar var iken çaktırmadan aradan sıcak sıcak gülümseyen güneşiyle bir Ankara, bir bayram sabahında bu kadar mı güzel olur kardeşim...

14 Kasım 2004

Adwords komisyoncuları!..

Önce "hadi oradan, işte bir sazan ağı daha" dedim. Google'a, birinci sırada, hem de 15 dakikada... Biraz detaylı bakınca anladım ki amcalar Google'ın Adwords programı için aracılık yapıyorlar, 100$ mukabilinde!.. Hiç adını anmamışlar tabi Adwords'un, yalnızca "Dünyanın bir numaralı arama motorunda birinci sayfadan listelenmenizi sağlıyoruz" diyorlar... Biraz okuyunca "birinci sayfanın sağ tarafında" diye küçük bir ipucu verdiklerini görüyor meraklı gözler.

Para kazanıyorlar mı bilmem ama, kurmuşlar işte kendi işlerini.. İşte bu da dükkanları...

Flash Decompiler

http://www.flash-decompiler.com/ adresinden indirilebilen bu sevgili programı kullanarak flash ile yapılmış sitelerin ıcığını cıcığını karıştırmak mümkün. Program kurban olarak seçtiğiniz SWF dosyası içindeki "script", "movie", "sprite", "sound", "image" ne bulursa birer birer gösterip, dilerseniz çok düzenli biçimde masaüstünüze kaydedebiliyor. Sitelerde kullanılmış resimleri şeffaflık özellliklerini yitirmeden PNG formatında indirip, başka amaçlarınıza alet etmeniz için biçilmiş kaftan.

13 Kasım 2004

Anneee, organizasyonum bittiiii.

G.O.R.A'yı seyrettik, gecenin bir yarısında, bir takım beceriksizlerin organizasyonuyla... Buradan ilgili yetkililere selam olsun... Yaptırıyorum superman kostümlerinizi. Balkon da bulacam size söz, yüksek yüksek. Seslenirsiniz *halka* bol bol...

G.O.R.A.

İzledik G.O.R.A.'yı. Çok para harcamışlar belli, hani "kör gözüm parmağına" kıvamında filmin orasına burasına sızdırılmış sayısız reklamı bu yüzden kabul edebildik. Tekniğe de diyecek bişi yok. Otursak, güzel bi hikayemiz, senaryomuz olsa Türk Starwars'ını çekeriz, yüzümüz de kızarmaz. Belli o kıvama gelmişiz. Ama teknolocinin ilk kez bu kadar güzel kullanıldığı bir Türk filmini, bir komedi filmini, gülmek için bir kez daha izleme isteği oluşsa idi içimde, keşke. Keşke, espriler az daha inceltilmiş olsa idi. Ki işin piri var idi işin başında. "Komedi filmi -hem de Cem Yılmaz'dan-" beklentisi ile gidip "hımm evet güzel yapmışlar, aa aynı starwars, aa burası da aynı matrix, aferim aferim" deyip döndüm.

Web sitesi için de masraftan kaçmamışlar belli. Ellerine sağlık. Tasarımı, içeriği, interaktivitesi, pek bir denk düşmüş... *

Meraklısına: "soundtrack" albümü orta malı olmadan önce loop'a atıp bi kaç kez dinlemek üzere, sitede arkada çalan sevgili fon müziğimiz şuradan indirilebilmekte. *. Sağ tıklayıp "Save target as" deyip, sonra da uzantısını MP3 yapmak en iyisi.

10 Kasım 2004

-Fıstık? -... -Fıstııık? -... -Fıstııııııık?!.
-miaaf? (ne beee?)

Şöyle bir kedim var. "Fıstık" gibi bir erkek. 1.5 yaşında, ~5 kilo ağırlığında, Garfield göbeğine sahip. Aşıları tam, kafa kağıdı bile var. Sokak kedisi idi doğduğunda, sonra ev kedisine dönüştü.

Bir süreliğine (inşallah 6 ay kadar, inşallah, inşallah, inşallah,...) kendisini misafir edecek sevgi, şefkat, kuru mama ve ince kum sahibi bir kedisever arıyor kendisine. Aslında temel olarak sevgi ve şefkat arıyor ve yanaklarını, kulaklarını mıncıklayacak bir çift el. Diğer ihtiyaçlarını kendisi halledecek.

Taliplerin bu adrese başvurmaları...


Böyle bişi sevgili Fıstık...

Ve böyle...

Ve böyle.

Son dk: Aranan kedisever bulundu, sağolsun varolsun. Sevindik, mutlu olduk.

Ama.. Ama, özleyecem ben seni be fıstık :(

07 Kasım 2004

Yetip artarken ikisi, ne hacet dördüne?!

Dörtteker'de ılık ılık klimalar altında güzel müzikler dinleye dinleye gitmenin tadı bir ayrı, tamam. Hakkınız kalmasın :) Ama bir kişinin kendini bir yerden diğerine ulaştırmak için iki tonluk bir metali beraberinde taşımaya çalışması, bunu yapmaya çalışan binlerin dar mı dar yollarda bir araya toplanıp bunu hep beraber denemelerinde bir tuhaflık yok mu?

Gün gelir dört tekerlerin hepsi doğruyu bulurlar, aydınlanırlar da; dizi dizi motosikletler için özel otoparklar yapar şirketler, inşaallah!..

Üstteki delikanlılar Mobilsoft'un "varsa yoksa ikiteker"cileri... Soldaki o güzel güzel gülen güzel adam Green'in Batuhan'ı, sağdaki kambur bendeniz. Arkamızda uzanan bir sürü dörtteker önünde kızlarımız ile beraberiz...

Edit: Site sahibi yukarıdaki satırlarda ikiteker ile dörtteker'i "keyfimize en çok hangisi keyf katıyor" bağlamında karşılaştırmıyor. Konumuz sabah ve akşam vakitlerinde topluca yakılıp egzoslardan savrulan doğal kaynaklar, gerilen sinirler, zengin olan kaportacılar. Toplumsal mesaj var satır aralarında, çok dipten, çok derinden, öyle böyle değil.

...and the first oscar of tanerinkiler.blogspot goes to
DOM Inspector.

Ve oldu, makinamda Programs'dan Quick Launch'a terfi etti Firefox. Tilki, ateşli...Her ne kadar şu ana kadar memnun etmek için pek bir çaba göstermemiş olsam da, Mozilla Firefox ve taifesi hem derslerine çok çalışmaları, hem de ekip ruhlarını tavana vurdurmaları ile ile pek bir gözüme girdiler. Aslında galiba ben oldukça uzak kalmışım, bakmayalı bu abiler bayağı ilerletmişler işi... Dom Inspector nam bir oyuncağa da sahip bu ateşli tilki sevgili IE'nin başına yakın zamanda pek çok çoraplar örmeye aday görünüyor. %90 IE - % 10 MF oranı ben eskerden döndüğüm zamanlarda tepetaklak olmuş olur da, biz de oturup "sayfalar önce firefox'da düzgün görünsün" diye kasar mıyız acaba?

Siyah beyaz rocks.

Ey ahali, bu kadar güzelliği bi araya toplamış başka bi fotoyu en son ne zaman gördünüz? Ben bile fena çıkmamışım yahu... Komşu bir blog'da pek bir beğenilmiş bu siyah beyaz resmimiz. Bu vesile ile şunu da ekleyelim: "Hoşgelmişsiniz komşu, gece gece..."

Az kaldı, ortamın yoğunluğunun cinsiyet değiştirmesine. Bakalım kamuflajlı bir resmi şuraya upload edebilmek ne zaman nasip olacak?.. Askerlik şubesine gidecek tertip kardeşler için bir not: Gitmeden önce topçu ne, tankçı ne, muhabere ne ola, hangisi iyi, hangisi makbul, güzelce öğrenin öyle gidin sevgili şubenize. Telefonunuzu bile alıyorlar elinizden öyle karambole yapıyorsunuz tercihinizi. Gerçi bizim tasarrufumuza kalmış bir şey de değil muhtemelen. Ama olsun, bilin gene siz.

Taner, önce denizci, sonra topçu, sonra tankçı, akabinde ulaştırmacı(?), bakalım bekliyor neci...

05 Kasım 2004

özgün fiyat arama motoruymuş...

akakce.com 4 yaşında :)herşeyin en ucuz fiyatını o bulurmuş.
bilBot® robotik arama teknolojisini kullanırmış,
İnternet'te alışverişe oradan başlanırmış.

akakce.com 4 yaşındaymış.

Ye kürküm ye...

Havanın yavaştan soğuması ile beraber motor üzerinde tesettür dönemine de girdik; burnum dahil olmak üzere yüzümü sevgili fularım ile kapatıyorum, özellikle akşamları. Sırtta zaten üniforma motorcu montu. Kafada da kask olunca; kalıyor sana açıkta yalnızca gözler ve bir kısım alın.

Bana bırakılan bir emaneti almak için dün akşam geç bir saatte merkez binamıza gitmem gerekti. Ve aynen bu kreasyon ile çıktım girişteki güvenlik amcanın karşısına. Kapıyı açıp düdüklü güvenlik zımbırtısını geçtim. O sırada bir bakış attı bana amca... Geçtim karşısına dikildim; ses etmedim, çünkü telefon ile konuşuyordu. Bekliyorum ki; eliyle ahizeyi şöyle bir kapatacak ve diyecek "Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?" Ya da gözüyle eliyle, bir yeriyle bir işaret yapacak, bekleteceğim sizi biraz manasında..

Bir, bir buçuk dakika kadar bekledim elemanın telefon sohbetinin bitmesini, tam karşısında dikilerek. Muhtemelen civar nizamiyelerdeki diğer bir güvenlik görevlisi ile yatmayan bilmemne ödemesi ile ilgili olarak konuşuyordu. Bir ara ses çıkaracak oldum, "pardon bölüyorum ama", abide tık yok. Hatta ağır abi, kıpırtı yok... Nihayetinde bitti sohbet. Belki de yeterince dikildiğime kanaat getirdi, dur dedi bakayım şuna bir.

-Ne vardı?
-Vizite kağıdı bırakacaklardı adıma, onu almaya geldim.

O an bir durdu abi. Dikkatlice baktı yüzüme, daha doğrusu kasktan, fulardan açıkta kalan kısmıma. Döndü, arkasındaki rafın üstünde duran kağıdı uzattı. Aldım, çıktım.

Seviyoruz sizi motorlu kuryeler, pizza, fesleğenli tavuk dürüm dağıtıcı kardeşler; kimi zaman çok akrobat olsanız da şeritler arasında, kaskı bi tuhaf kavuk gibi tak-may-ıp kafanıza, o halde bitirim bitirim bir de sigara yaksanız da, "olur o kadar, sen de bu kadar üstünde olsan bu aletin, elbet sen de bu hale gelirsin, ekmek peşindeler eni sonu" deyip geçiyoruz.

Sizi adam yerine koymayan güvenlik görevlilerini de kınıyoruz.
Bakar mısınız şu güzelliğe, şu boya posa, şu endama!
Tık tık tık, maaşallah, maaşallah...

04 Kasım 2004

Siftah

Evden kaç haftadır birseyler atıp duruyorum, battal beden cop posetleri ile... Kapıcıdan utanıyorum; abi nedir bunlar, nasıl üretiyorsun iki günde bu kadar çöpü dese?! Çöp evdi burası gözümcüm, tasviye ediyoruz... "evim güzel evim, en güzeli benim evim" nasıl derim sonra. Ama cidden bir sürü abur cuburu iyi biriktirmişim... Malım pek kıymetlidir, pek arşivciyimdir: Bir kaç tane yeni gömleklerin yaka düğmelerine iliştirilen o güzel ipli etiketlerden attım çöp torbalarında. Seksen milyon tane mağaza poşeti; kartonu, büyüğü, çok küçüğü, eh be kardeşim bütün evi poşetlesen yetecek... Varın ötesini siz düşünün...

Kafamın içinde de var bikaç bişey... E burda teknolojiyi de hazırlamış, kralını yapıp koymuş sevgili gençler. Az çok CM'ciyiz, bir parça içimiz burkulsa da "elalem"in CM'ini kullanmaya, kararlıyım hepisiciğini ortalığa serip sermeye.. Dilimin pası yolverirse tabi.

bkz. ilk sözler.

Ama ama ama, sana hiç yakışmadı bu javascript hatası, pek sevgili push button publishing blogumun nacizane wysivyg editörü!..