07 Kasım 2004

Yetip artarken ikisi, ne hacet dördüne?!

Dörtteker'de ılık ılık klimalar altında güzel müzikler dinleye dinleye gitmenin tadı bir ayrı, tamam. Hakkınız kalmasın :) Ama bir kişinin kendini bir yerden diğerine ulaştırmak için iki tonluk bir metali beraberinde taşımaya çalışması, bunu yapmaya çalışan binlerin dar mı dar yollarda bir araya toplanıp bunu hep beraber denemelerinde bir tuhaflık yok mu?

Gün gelir dört tekerlerin hepsi doğruyu bulurlar, aydınlanırlar da; dizi dizi motosikletler için özel otoparklar yapar şirketler, inşaallah!..

Üstteki delikanlılar Mobilsoft'un "varsa yoksa ikiteker"cileri... Soldaki o güzel güzel gülen güzel adam Green'in Batuhan'ı, sağdaki kambur bendeniz. Arkamızda uzanan bir sürü dörtteker önünde kızlarımız ile beraberiz...

Edit: Site sahibi yukarıdaki satırlarda ikiteker ile dörtteker'i "keyfimize en çok hangisi keyf katıyor" bağlamında karşılaştırmıyor. Konumuz sabah ve akşam vakitlerinde topluca yakılıp egzoslardan savrulan doğal kaynaklar, gerilen sinirler, zengin olan kaportacılar. Toplumsal mesaj var satır aralarında, çok dipten, çok derinden, öyle böyle değil.

1 yorum:

Gece dedi ki...

İlk göz ağrınız olan siyah oğlumuz bu laflarınızı duyunca pek bi üzülecekler, Taner Bey. Oysaki o dörtteker seviyor sizi, sizin onun içinde klimali klimali, montsuz, kasksız, tesettürsüz, müzik dinleyerek dolaşmayı öğle tatillerinde içinde uyumayı sevdiğiniz gibi.

Tez zamanda kızınızın yanına bi de dörtteker oglan koyabilmeniz dileğiyle...