Havanın yavaştan soğuması ile beraber motor üzerinde tesettür dönemine de girdik; burnum dahil olmak üzere yüzümü sevgili fularım ile kapatıyorum, özellikle akşamları. Sırtta zaten üniforma motorcu montu. Kafada da kask olunca; kalıyor sana açıkta yalnızca gözler ve bir kısım alın.
Bana bırakılan bir emaneti almak için dün akşam geç bir saatte merkez binamıza gitmem gerekti. Ve aynen bu kreasyon ile çıktım girişteki güvenlik amcanın karşısına. Kapıyı açıp düdüklü güvenlik zımbırtısını geçtim. O sırada bir bakış attı bana amca... Geçtim karşısına dikildim; ses etmedim, çünkü telefon ile konuşuyordu. Bekliyorum ki; eliyle ahizeyi şöyle bir kapatacak ve diyecek "Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?" Ya da gözüyle eliyle, bir yeriyle bir işaret yapacak, bekleteceğim sizi biraz manasında..
Bir, bir buçuk dakika kadar bekledim elemanın telefon sohbetinin bitmesini, tam karşısında dikilerek. Muhtemelen civar nizamiyelerdeki diğer bir güvenlik görevlisi ile yatmayan bilmemne ödemesi ile ilgili olarak konuşuyordu. Bir ara ses çıkaracak oldum, "pardon bölüyorum ama", abide tık yok. Hatta ağır abi, kıpırtı yok... Nihayetinde bitti sohbet. Belki de yeterince dikildiğime kanaat getirdi, dur dedi bakayım şuna bir.
-Ne vardı?
-Vizite kağıdı bırakacaklardı adıma, onu almaya geldim.
O an bir durdu abi. Dikkatlice baktı yüzüme, daha doğrusu kasktan, fulardan açıkta kalan kısmıma. Döndü, arkasındaki rafın üstünde duran kağıdı uzattı. Aldım, çıktım.
Seviyoruz sizi motorlu kuryeler, pizza, fesleğenli tavuk dürüm dağıtıcı kardeşler; kimi zaman çok akrobat olsanız da şeritler arasında, kaskı bi tuhaf kavuk gibi tak-may-ıp kafanıza, o halde bitirim bitirim bir de sigara yaksanız da, "olur o kadar, sen de bu kadar üstünde olsan bu aletin, elbet sen de bu hale gelirsin, ekmek peşindeler eni sonu" deyip geçiyoruz.
Sizi adam yerine koymayan güvenlik görevlilerini de kınıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder